Ceyhun Balcı
“İnebahtı’da donanmamızı yakanlar sakalımızı kesti, biz Kıbrıs’ı alarak onların kolunu kestik.
Kesilen sakal daha gür çıkar, ya kesilen kol…”
Sokollu Mehmet Paşa
Akdeniz’in doğusunda konuşlu Kıbrıs adası coğrafik ve stratejik olarak Anadolu’nun bir parçasıdır. Haritaya bakar bakmaz bu gerçeği kolaylıkla görürsünüz.
İnsan yerleşimi geçmişinin MÖ 10.000’e kadar gittiği Kıbrıs adası 1571’de Osmanlı egemenliğine geçti. Karaman’a bağlı yönetsel birim olarak düzenlendi. Adaya Türk nüfus taşındı.
Feodal sisteme son verildi ve millet sistemi uygulamasına geçildi. Üç yüz yılı aşkın süre Osmanlı egemenliği altında kalan Kıbrıs için sonun başlangıcı bugünlerde göklere çıkartılan II. Abdülhamit döneminde başlamış oldu. Yeşilköy’e kadar gelen Rus ordusunun daha ileri gitmesini önleyerek payitahtı kurtaran İngilizler hatırı sayılır bir armağanı hak etmişti.
Yalnızca 92.000altın karşılığında ada İngilizlere kiralandı. Gidiş o gidiş! Adanın, başlangıçta sözünü ettiğimiz özelliklerinin farkında olan emperyal İngiltere bir daha adadan çıkmadı. Osmanlı’nın çöküşüne giden yıllarda ada artık İngiliz toprağıydı. İlk İngiliz valisi 1914’te atandı.
1931’de Rumlar ENOSİS temelinde ayaklandılar.
Adadaki Türk ve Rum toplumları arasında her geçen yıl tırmanan gerginlik 1961’de Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla giderilmek istendi.
İzleyen yıllarda ise Rum tarafının nüfus çokluğuna eklediği silahlı güç üstünlüğüyle Türklerin yıldırılması doğrultusunda gelişmeler yaşanmaya başladı. Süreç Türklerin ortadan kaldırılmasına uzanan bir yola girdi.
Bıçağın kemiğe dayandığı 20 Temmuz 1974’te Türk Ordusu Kıbrıs Barış Harekâtı’nı yaşama geçirdi ve adaya çıktı. Türk toplumun yaşam hakkı güvence altına alındı.
Bu beklenmedik hamle adayı iki toplum arasındaki çatışmalar üzerinden yöneten emperyalizme okkalı tokat oldu.
O gün bugündür iki toplumlu birleşik Kıbrıs Cumhuriyeti dayatmasının ardı arkası kesilmedi!
Yeryüzünün hemen her köşesinde bölmeyi ve yönetmeyi önceleyen emperyalizmin Kıbrıs’ta “birlik” tutkusu ne anlama geliyordu? Birleştirme adı altında Türk toplumunu Anavatan’dan yalıtma, Türkiye’yi Kıbrıs denkleminden dışlama ve emperyalist emellere giden yolda dikensiz gül bahçesi oluşturma!
Kırk altı yıl önce Kıbrıs Barış Harekâtı’nı başlatan Türk Ordusu’nun ve Kıbrıslı Türklerin oluşturduğu savunma gücünün utkuya giden yolda toprağa düzen şehitlerinin yüce anısı önünde saygıyla eğilerek!
Kıbrıs davasında yeni bir sayfa açan Kıbrıs Batış Harekâtı kararını alma kararlılığı gösteren Bülent Ecevit ve Necmettin Erbakan ile Kıbrıs Türklerinin efsane önderi Rauf Denktaş’ı unutmadan…
Zamanınız olur da bir dünya haritası açarsanız eğer önce Karayiplerdeki Hispanyola adasına bakınız. Ortasından cetvelle çizilmiş dikey çizgiyle ikiye bölünmüştür. Batısı Haiti doğusu ise Dominik adını taşır.
Dünyanın hemen her yerinde bölen emperyalizm Kıbrıs’ta tutkuyla birleşik Kıbrıs’ı dayatıyor.
Bir de Kıbrıs’a bakınız! Tarihsel deneyimin gösterdiğince bir arada yaşaması pek olası olmayan hatta tehlikeli olabilen iki toplumun bir araya getirilmesi çabaları sizce de ilginç değil midir?
Emperyalizm çoğunlukla böler. Ama, Kıbrıs’ta olduğu gibi seyrek de olsa birleştirmeye de çalışabilir. İşine geldiğince…
Azim ve Karar, 20.07.2020