Güzelliğe, zarafete, inceliğe açım!
Balta, keser sesli varlıklardan usandım!
Nakış nakış işlenmiş sözlere açım!
Sahte insan yığını görmekten usandım!
- *
Ne sanattan konuşan var,
Ne sanatçı gibi zanaatçılardan…
Para ve makamın ortaya saçtığı,
İmitasyon insan yığınından usandım! - *
Öfke kinle harmanlanıp zehir saçıyor,
Nerede güzel bir şey görse, dibin kazıyor!
Gül bile bülbülünden korkuyor,
Zifiri karanlıkta yürümekten usandım! - *
Kuyumcu sahte, mücevher sahte,
Sanat öksüz, edebiyat yasta!
El eğri, kafa beton, akıl çimento!
Bu kirli şehirlerde Mimar Sinan’dan utandım! - *
Bilim yasaklı, akıl Kaf Dağına göç etmiş,
Engizisyon papazlarını izlemekten usandım!
Arsız bilirkişi, hırsız kasaya bekçi,
Gerçeğe düşman olan şarlatandan usandım! - *
Açım billur gibi bir ses duymaya,
Gönüller yapan gönül ustalarına hasretim!
Psikopat bir nalbant gibi,
Kuzuları bile nallayan nalbanttan usandım! - *
Her birinin önünde parçalanmış bir leş,
Avuçlarıyla kapışmalarından tiksindim!
Leş kokan ağızlarıyla,
Din-iman satışından iğrendim! - *
Nereye gitti o güzel insanlar?
Sarraf nerede, mücevher nerede?
Gönüllerimiz ıssız bir vadiye döndü,
Tepesine baykuş tünemiş viraneden usandım! - *
Işıkları kara bir el söndürdü tek tek!
Sevgisizlik ekti sevgiye düşman yürekler!
Her şey sahte, her şey yalan!
İyiye, doğruya, doğaya, güzele, İNSANA düşman,
İNSAN YİYEN tepegözlerden usandım!
Zahide UÇAR (Azim ve Karar, 21.07.2020)