Mahiye Morgül
Bakan Ziya Selçuk küreselcilere verdiği sözleri tutmaya devam ediyor, pedagojik formasyonu kaldırdı. Öğretmen olmak için kural olan pedagojik formasyon artık yok.
Sonuçlarını ne olarak göreceğimizi maalesef halkımız bilmiyor. Haberin belgesini memurlar.net sitesinden okuyalım:
https://www.memurlar.net/haber/914340/meb-formasyonun-kaldirildigini-duyurdu.html
Milli Eğitim Bakanlığı, yükseköğretim kurumları tarafından sertifika düzeyinde yürütülen pedagojik formasyon sertifika eğitiminin geçerliliğini yitirdiğini bildirdi. Bilindiği üzere, 2023 eğitim vizyon belgesinde sertifikaya dayalı “Pedagojik Formasyon” uygulamasının kaldırılarak yerine lisansüstü düzeyde program açılması hedefine yer verilmişti.
Ancak, bu hedefin uygulamaya geçmemesi nedeniyle uzunca bir süredir durum belirsizliğini koruyordu.
Bu kapsamda, Milli Eğitim Bakanlığı Talim Terbiye Kurulunun 29 Haziran 2020 tarih ve 12 sayılı Kararı ile yükseköğretim kurumları tarafından sertifika düzeyinde yürütülen pedagojik formasyon sertifika eğitiminin geçerliliğini yitirmesine karar verilmiştir.
Söz konusu karar, Yükseköğretim Kurulu aracılığıyla tüm üniversitelere bildirilmiştir.
Çok hazindir, hiçbir haber kanalı bunu haber olarak görmedi.
Öğretmenlik meslek olmaktan çıkıyor. Küresel sermayenin talebi (kârı) bu yöndedir. Eğitimin amacı küresel ekonomiye yeni para kazanma alanları açacak şekilde yeniden düzenleniyor. Bunu Dünya Ticaret Örgütüne taahhüt eden Sayın Çiller bu sonuçları şimdi uzaktan seyrediyor, “işler tıkırında” diyordur.
Öğretmenlik sanal ortamda bilgiye erişim noktasına indirilince, sınıfta öğretmenliğin varlık nedeni fiilen ortadan kalktı ve geriye korona tedbirlerini kalıcılaştırmak kaldı. Zaten istenen de buydu. Koronayı küresel hedeflerine ulaşmak için fırsat bilen yöneticilerimizi hatırlayınız.
Parçalı Baro geçtiği zaman Parçalı Öğretmenlik Meslek Yasası da geçecek. Eğitim Fakülteleri berhava, pedagojik formasyon kürsüleri bu hafta kapandı.
Kıyafet serbest dedikleri… Tarikatlara göre kıyafetleri hem mahkemede hem okulda göreceğiz. Alıştırıldık şekilci düşünmeye, demokrasiyi bu zannediyoruz. Şekilci demokratlık budur. Karnına ne kadar helal ekmek girdiğiyle ilgiliysen Cumhuriyetçi olunur, paranın üzerinde çift süren boğa ve buğday başağı olur. Batı tipi demokrat isen sömürgeci devletlerin kendi ülkeni didik didik parçalamasına göz yumarsın. Kuralı, “böl parçala yut”tur. Meslekleri bile böl-parçala-yut haline getirdiler, işte önümüzde.
Bölünmüş Baro, Bölünmüş Eğitim, yakında Bölünmüş Diyanet gelecek…
Bölünmenin sonu yok ve adına demokrasi diyorlar. Ülkeleri devletleri eritip bölmekle kalmayacak, kabilelere kadar inecek bu iş. Orman kanununa dönüş. Bu bir küresel savaştır. Parçaları bir daha buluşamayacak şekilde, sürekli parçalanmak üzere, sınırsız bölünmeyi getiren emperyalist projedir.
BİZİM İNSANIMIZ SONUÇLARINI GÖRMEDEN TEHLİKEYİ ANLAMIYOR
Aslında ipuçları vardı. On yıl önce aranan elemanlar ilanında şöyle bir ilan vardı:
“DİPLOMALI HEMŞİRE ARANIYOR.”
Anlayalım ki bir yabancı ülkenin hastanesi burada şube açmıştır, o ülkede ilan böyle verildiği için aynen çevirip vermiş burada ilanı. Örneğin İngiltere’de ABD’de böyledir, diplomalı hemşirelik yıllardan beri yok. Oralarda hani, korona krizinde sonuçlarını gördüğümüz sistemdir. Onu da bize getirecekler, az kaldı.
Şimdi, PEDAGOJİK FORMASYON KALDIRILDI, yakında öğretmen ilanları da böyle olacak:
“DİPLOMALI ÖĞRETMEN ARANIYOR”
Sınıf öğretmenliği budana budana zaten kuşa dönmüştü. İlkokulun beş yıllık bir bütün olan eğitimini bilen sınıf öğretmeni artık bulamıyorsunuz. Bakın kesile kesile, müfredatın içi gitti, geometri hiç yok, mantık muhakeme yok, anlamlı soru yok, okur hazarlık da harfleri kata kata (Arapça gibi) okuma noktasına indi, anlamsız okuma geldi, vb.
Şimdi parçalı öğretmen arayacak veli; sadece toplama çıkartma öğretmeni, sadece okur-yazarlık öğretmeni, sadece toplama-çıkarma, sadece çarpma- bölme öğretmeni, vb.
Tespitim şudur ki; eğitim piyasasından pay alacakları için küresel pastadan büyük payı kapmak hedefinde olan devletler, askeri olarak çatışsalar da, eğitimin de hukukun da diyanetin de internetten sanal öğrenmeye devredilmesinde hemfikirdirler ve bu yüzden finans grupları bu olup bitenlere direnmiyorlar. Yani Milli Sermayemiz yok!
Öğretmen eğitimi öncelikle nitelikli eleman yetiştireceği için sermaye sınıfının talebi değil miydi?
Bu iş de yine çarıklı erkâna düşecek.
Azim ve Karar, 9.7.2020