Cihan Dura
Atatürk Batı uygarlığından faydalanma sürecini hangi koşula bağlamıştır, bu koşul hakkında neler söylemiştir? Yanıt kısaca şudur: Koşul Batı uygarlığından faydalanma sürecinin millî kültürümüze uygun olmasıdır.
M. K. Atatürk diyor ki [Ataname, 2019]:
Benim en büyük bir emelim, Türkiye’nin, kendi ulusal kültürüne uygun düştüğü derecede, Batı uygarlığından ve Batı bilimi ve ekonomik ilerlemesinden faydalanmasıydı. İstedim ki, Türkiye Batı’nın uygarlığında en değerli ne varsa kabul ederek kendi eski kültürünü mükemmelleştirmek konusunda serbest olsun. [Türk Devrimi: 23]
– Ulusal karakterimiz ve bağımsız kimliğimiz muhafaza edilecektir
Ant içmiştik: Türkiye ya yeni fikirle donanmış, namuslu bir idare olacaktı veya olmayacaktı. Ancak vazgeçilmez bir koşulumuz vardı, Türk toplumunun kendine özgü karakterini koruyacak, başlı başına bağımsız kimliğini saklı tutacaktık. [Çağdaşlaşma: 3]
-Taklitten uzak durulmalı, Batı’dan alınanlar kendi yapımıza uygun olmalıdır
Biz ülkemizin ve milletimizin varlığını ve bağımsızlığını kurtarmaya karar verdiğimiz zaman, kendi görüşlerimize bağlı bulunuyorduk ve kendi kuvvetimize dayanıyorduk. Hiç kimseden ders almadık, hiç kimsenin aldatıcı vaatlerine aldanarak işe girişmedik. Aynı şekilde Batı uygarlığını da taklitçilik yapalım diye almadık. Onda iyi olarak gördüklerimizi, kendi yapımıza uygun bulduğumuz için, dünya uygarlık düzeyi içinde benimsedik. [Taklitçilik: 1]
-Türkiye Batılılaşmayacak, sadece özleşecektir
Türkiye bir maymun değildir ve hiçbir milleti taklit etmeyecektir. Türkiye ne Amerikanlaşacak ne de Batılılaşacaktır; o sadece özleşecektir. [Taklitçilik: 6]
– Millî kültür nedir?
Millî kültür eski zamanların hurafelerinden uzak, yaratılış niteliklerimizle ilgisi olmayan yabancı fikirlerden uzak, doğudan ve batıdan gelebilen bütün etkilerden uzak bir kültürdür. Ulusal karakterimizle uyumlu, tarihimizle uyumlu bir kültürdür! Ulusal karakterimizin tam olarak gelişmesi, ancak böyle bir kültürle sağlanabilir. [Millî Kültür: 7]
– Batı uygarlığından faydalanmamız millî kültürümüze uygun olmazsa, ne olur?
Bir milletin mutluluk saydığı şey diğer bir millet için felaket olabilir. Dolayısıyla bir millet kendine göre mutluluk olan bir şeye ulaşabilmek için başvuracağı araçlar kendi ruhundan çıkarsa, ancak o zaman maksada ulaşabilir. Fakat mademki, o mutluluk diğer bir millet için felaket olabilir, onun araçlarını kullandığımız zaman varacağımız hedef, onun için mutluluk olmasına rağmen kendimiz için felakettir. [Taklitçilik: 4]
Herhangi bir yabancı kültür, şimdiye kadar takip olunan yabancı kültürlerin yıkıcı etkilerini tekrar ettirebilir. Kültür zeminle uyumludur, o zemin milletin karakteridir. [Millî Kültür: 7]
*
Sorumuzu yanıtladık ama bazı yeni sorular da zihnimize üşüşmekten geri kalmadı. Nedir bu sorular, aşağıya alıyorum:
Bir şeyin kendi ulusal kültürümüze uygun düştüğünü nasıl anlarız? Ulusal karakter, bağımsız kimlik nedir? Geçen zaman içinde bunlar muhafaza edilebilmiş midir? Atatürk neden taklitçi olmamamızı istemiştir? [*] Taklitçilik nasıl anlaşılır? Türkiye’de taklitten uzak durulmuş mudur? Türkiye özleşebilmiş midir? Batı kültüründen faydalanmanın, millî kültürümüze uygun olmadığı durumları nasıl anlarız?
Görüyorsunuz, Atatürkçü öğreti bir denizden farksız. Dalgaların dalgaları getirmesi gibi sorular da soruları getiriyor. Bunları yanıtlamaya bir beyin, bir ömür yetmez. Kuşaklarca uğraşmak gerekiyor.
_____________________________.
[*] Çünkü taklitçiliği alışkanlık haline getiren, yaratıcı olamaz. Çünkü yeni şeyler bulamaz, icat edemez, keşfedemez. Düşünmeyi ve çalışmayı, yeteneklerini işlemeyi bırakır. Özgüveni kalmaz; başkalarına bağımlı olan, adeta köle bir insan haline gelir.