Ceyhun Balcı

Yirmi yedi yıldır temmuz ayları sıcağa eklenen iç sıkıntısının etkisiyle daha bir buruk başlar oldu!

Önce 2 Temmuz sonra unutulmaya yüz tutan 5 Temmuz!

İki Temmuz’la özdeşleştiler.

Sazlarıyla, sözleriyle, aydınlık yüzleriyle geldiler! Yirmi birinci yüzyılın eşiğinde yakılarak yaşamdan kopartıldılar. Giordano Bruno’nun Roma’nın Campodi Fiore meydanında diri diri yakılmasından 400 yıl sonra Anadolu’ya taşınan vahşeti yaşamak düştü suçu o sırada Madımak’ta bulunmak olanlara.

2 Temmuz Madımak vahşeti her yıl anıldığına göre unutulmadı!

Ama, o tarihte Sivas belediye başkanı olan kişi bugünlerde el üstünde tutulduğuna göre unutkanlıktan biraz olsun söz etmek kaçınılmaz!

Çok değil 3 gün sonra Sivas’a çok da uzak olmayan bir başka yerde yaşananlar gözler kadar gönüllere de uzak olmalı ki anılmazlaştı.

Oysa, Başbağlar’da yaşanan Madımak’takinden aşağı kalmamıştı.

Her yaştan savunmasız insanların delik deşik bedenleri her şeyi anlatmaya yeter.

İtfaiye merdiveniyle yaşama bağlanan Aziz Nesin’in sağkalımıyla öfkesi kabaran yobaz kalabalığının utanç verici tepkisi kadar etkileyiciydi Başbağlar’da ortaya çıkan görüntü.

Bu kadar eşzamanlı yaşanıp da birisi unutulan (belki de yok sayılan) ikiz olgu var mıdır acaba?

İki katliamı biri birine karşıt konumlandırmaktan kaynaklanan bilinç körlüğü vicdanların daha da kanamasına yol açıyor.

Madımak ve Başbağlar’da yaşamını yitirenlerin düşünsel eğilimlerine eklenen usta işi(!) mezhepsel ayrımcılık, işi sonrakini öncekinin öcü olarak algılatmaya vardırdı. Hiç kuşkusuz zorlamaya dayalı bir kurguydu. Gerçeklikle uzaktan yakından ilintisi yoktu.

Yakın tarihimizin önemli ve üzücü olayları üzerine yürütülen dayanaksız ve düzeysiz tartışmalar karşısında insanın kimi zaman “ne olur unutun, anmayın daha iyi” diyesi geliyor.

Neredeyse aynı zamanda yaşanmış olan ve biri diğerinden üzücü ve dehşet verici bu olaylardan karşıtlık ve bölücülük üretmek en az bu olaylar kadar tehlikelidir.

Madımak’ta Avrupa ortaçağını anımsatan insan yakma eylemi de, Başbağlar’da savunmasız insanları kurşuna dizme vahşeti de eş önemde olaylar. İkisi arasına uydurma ve insanlıktan yoksun gerekçelerle çizgi çekmeye çalışanlara izin vermemek gerek!

Madımak’ta yakılanların da Başbağlar’da kurşuna dizilenlerin de yüce anıları önünde saygıyla eğilerek…

Azim ve Karar, 04.07.2020

By admin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir