Prof. Dr. Recep AKDUR

Amerika’da ya da İngiltere’de beş on yıl kalan ve hatta kimileri “çifte vatandaş” ve “İngilizcesi çok iyi olan” aklı evvellerden biri oradan getirdiği arabasındaki lastiğe “tubeless lastik” diyor. Türkiye’de içsiz ya da tek katlı lastiğin adı “dubleks lastik” olarak kalıyor.! Metamorfoza uğramış yalnızca toplumumuza özgü bir kavram. Teke çift, çifte ise tek demek her toplumun karı değil.

Arabistan’da öğrenim görmüş ya da Osmanlıca sandığı Arapça hayranı birileri sürekli “estağfurullah” diyor. Alın size tam tersi anlamda kullanılan başka bir sözcük. Büyük adam “ben adam olmam” diyor, karşısındakiler hep birlikte ve koro halinde “estağfurullah çekiyorlar”. Bazen kuşkulanıyorum, acaba bilerek mi yapıyorlar diye. Çünkü, karşılarındaki büyük; gerçekten adam olmaz.!

Ara ya da uzaklık gibi anlaşılır sözcüklerimiz var iken; tutturdular bir “mesafe”. Adam haklı;  “sosyal mesafe” demekle hem diğer ulusuna yani Amerikalılara/İngilizlere hem de Araplara hatta bunu Osmanlıca sananlara da yandaş/bizden bilim insanı görüntüsü sergilemeye çalışıyor. Ama ya sıradan yurttaşım “sen niye buna aynen uyuyorsun demek geliyor içimden” Sen de mi hem Amerika’ya hem Araplara selam göndermek istiyorsun. Boşuna heveslenme, adamlar böyle bir “kuş dilini”, anlayıp da  sana “aleyküm selam” demezler. Yani çabalarınız boşuna.

Okuma yazması bol ve çakmabilim insanları “SocialDistancing”  yani Türkçe karşılığı “toplumsal yaşamımızı sınırlama” “toplu etkinliklerden/yaşamdan uzak durma” anlamına gelen kavramı görür görmez “o engin bilgi yükü ile” hemen “sosyal distance” olarak algılıyor ve şak  “sosyal mesafe”  olarak Türkçeleştiriyorlar. Hızlarını alamıyorlar bir de buna “sosyal izolasyon” ekliyorlar ve çok iyi bir bilim dili kullandıklarını sanıyorlar. Onlara göre bilim insanlığı biraz da halkın anlamayacağı bir jargonla/ kuş diliyle konuşmak değil midir?

Çifte pasaportluların söylediği bu sözler yani “sosyal mesafe” ve “sosyal izolasyon” “Amerikasever”  “FETO sever” ve de “yandaş” basınımız /yayınımız tarafından her gün 24 saat abartmasız tüm cümlelerin içine “anlamlı ya da anlamsız”  bir biçimde  yerleştiriliyor. Kendileri de anlamaksızın ya da kendilerince anlamlandırdıkları bir biçimde tekrarlanıp duruyorlar. Alın size metamorfoza uğramış yeni iki söz ya da kavram daha. Bedenlerimize SarsCov 2 virüsü, dilimize metamorfoza uğramış sözcükler bulaştırılmaya devam ediliyor. “İngilizce bilmek”, “Arapça bilmek” daha da ilerisi “yerli ve milli olmak” böyle bir şey her halde?

Duyduğum ilk günden beri, ulaşabildiğimiz bütün ortamlarda (sosyal medya, televizyon, gazete, ders, konferans vb). Sevgili yurttaşlarım, sevgili bilim adamı geçinen, sevgili dil bilen; kullandığınız bu kavramlar mobbing kavramı,  Covid 19’u fırsat bilerek toplumu bu kavramlara alıştırmak istemiyorsanız lütfen güvenli uzaklık/güvenli fiziki mesafe/uzaklık ya da yalnızca fiziksel mesafe deyin, diye uyarıyorum.  Biz  yalnızca binhadi bilemedin on bin kişiye derdimizi anlatmaya çalışırken, komşu eczaneye lütfen bunu güvenli mesafe yapın diye çırpınırken/ dilimizde tüy biterken; hep aynı cevap; halk anlamaz/halk böyle anlıyor/halk böyle biliyor.

 Ne güzel düzenek değil mi? Halk deyişi ile ne güzel dalga. Önce halka 24 saat “sosyal mesafe” ve “sosyal izolasyon” öğreteceksin. Sonra da onlar başka türlü anlamaz diyeceksin.! Adam yüzü aşkın beyaz cam ile 24 saat 80 milyonun beynini yıkıyor, biz de onun içinden onlu yüzlü insana dert anlatmaya çalışıyoruz.

Asistanım, öğrencim hatırım için ya da benden korktuğundan; gözümün içine bakıp hafif de tebessüm ederek “güvenli fiziki uzaklık” diyor. Şoför ısrarla, bey sen nereden çıkardın bu lafı “ona sosyal mesafe” denir diyor.! Dilimin ucuna sen yanlışta ısrar edeceksen; “ezikliğine”, “sosyal dışlanmışlığına”, “sosyal mesafene”, “sosyal izolasyonuna” devam edeceksen ben/biz ne yapalım? Demek geliyor, diyemiyorum yutkunuyorum. Yutkunabildiğime göre henüz Covid 19 olmamışım deyip, biçareliğimde bile sevinecek bir taraf buluyorum. Her şeyi beyaz camdan öğrenen, okumayan, yazmayan, rektörleri bütün kötülükler okur yazarlardan çıkıyor diyen bir toplumda yanlışlar, doğrulardan çok daha hızlı hatta SARS CoV 2’den bile hızlı yayılıyor. COVİD 19’un aşısı bulunarak ya da virüs değişime uğrayarak aniden yok olabilir. Ama cahillik ve onun aşısı olan okuma reddi uzun yıllar varlığını sürdürecek.

Azim ve Karar, 20.08.2020

By admin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir