Ümit Yalım

Tayyip Erdoğan, 15 Ağustos 2020’de, Rize’de katıldığı toplantıda Doğu Akdeniz’deki gerilim hakkında konuştu. Erdoğan, “Kıta sahanlığımızda haydutluğa asla boyun eğmeyeceğiz. Yaptırım ve tehdit dili karşısında geri adım atmayacağız. Mavi Vatan’ı aynı kararlılıkla koruyacağız” dedi.

     Ancak, Yunanistan ve Fransa, Türk Kıta Sahanlığı’nda yani Mavi Vatan’da haydutluk yapıyor. Hem de göstere göstere.Doğu Akdeniz’deki gerilim, Yunanistan’ın 06 Ağustos 2020’de Mısır ile Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) Anlaşması imzalamasıyla başladı. Yunanistan ile Mısır arasındaki MEB sınırını gösteren haritalar Yunan basınında yayınlandı.

     Yunanistan’ın 06 Ağustos 2020’de belirlediği Münhasır Ekonomik Bölge Sınırları, Türk Kıta Sahanlığı içinde yer alıyor. Ayrıca Yunanistan, 2004 yılında işgal ettiği Dionisades ve Koufonisi adalarının kıta sahanlığını da kendi deniz sınırları içine kattı. Dışişleri Bakanlığı aynı gün 06 Ağustos 2020’de basın açıklaması yaparak, Yunanistan’ın Mısır ile yaptığı MEB Anlaşmasının yok hükmünde olduğunu deklare etti. 

1947 PARİS ANTLAŞMASI, TÜRKİYE’Yİ BAĞLAMAZ !…

     Yunanistan, Kıta Sahanlığı ve Münhasır Ekonomik Bölge tezlerini işgal ettiği Türk adaları ile Girit Adası ve Onikiada grubunda yer alan Çoban, Kerpe, Rodos ve Meis adalarına dayandırıyor. Ancak, Onikiada’nın Yunanistan’a devrini öngören 1947 Paris Antlaşması, 1923 Lozan Antlaşması’nı şekil ve esas bakımından ihlal etmiştir. Anılan nedenle ve uluslararası hukuk kurallarına göre Yunanistan’ın Onikiada üzerinde egemenlik hakkı yoktur.

     Ayrıca, Türkiye, 1947 Paris Antlaşması’na taraf olmadığı için üçüncü devlet statüsündedir. Antlaşmalar Hukuku Sözleşmesi Madde 34’e göre 1947 Paris Antlaşması, Türkiye için yükümlülük yaratmaz ve bağlayıcı değildir.

TÜRKİYE VE YUNANİSTAN TARAFINDAN YAYINLANAN KARŞILIKLI NAVTEX DUYURULARI

Yunanistan’ın Mısır ile MEB Sınırı Anlaşması imzalaması üzerine Türkiye, 10 Ağustos 2020’de 1024 /20 numaralı NAVTEX yayınlayarak Türk Araştırma Gemilerinin Sismik Çalışma yapacağı sahaların coğrafi koordinatlarını bildirdi.

     Sismik Çalışma sahaları, Birleşmiş Milletler’e deklare edilen ve BM Genel Sekreterliği tarafından yayımlanan Türk Kıta Sahanlığı’nın içinde yer alıyor.

     Yunanistan aynı gün 455 /20 numaralı karşı NAVTEX yayınlayarak, Türkiye’nin yayınladığı NAVTEX’in geçersiz olduğunu iddia etti ve Türkiye’nin NAVTEX duyurusuna uyulmamasını talep etti.

     Türkiye aynı gün ve yeniden 1026 /20 numaralı NAVTEX yayınlayarak, Türk bayraklı gemilerin Türk Kıta Sahanlığı’nda uluslararası hukuka uygun olarak sismik çalışma icra ettiğini belirtti ve Yunanistan’ın yayınladığı 455 /20 numaralı NAVTEX mesajının geçersiz olduğunu duyurdu.

YUNANİSTAN VE FRANSA, BM DENİZ HUKUKU SÖZLEŞMESİ İLE ULUSLARARASI HUKUKU İHLAL EDİYOR, HAYDUTLUK YAPIYOR !…

Fransız savaş gemisi ve uçakları, Türkiye’nin NAVTEX ilan ettiği ve sismik araştırma yaptığı bölgede, Yunan savaş gemileri ile birlikte 13 Ağustos 2020’de Müşterek Deniz Tatbikatı yaptı. Tatbikat haberleri ve resimleri, Yunan Genelkurmay Başkanlığı Resmi İnternet Sitesi’nde yayınlandı.

     Tatbikat haberleri Türk basınında da yayınlandı.

     Tatbikat öncesinde duyuru yapmayan Yunanistan ve Fransa, Doğu Akdeniz’deki seyir güvenliği ile uçuş güvenliğini tehlikeye attı. 06 Ağustos 2020’de ilan edilen Sözde Yunan Kıta Sahanlığı yerine Türk Kıta Sahanlığı ve NAVTEX ilan ettiğimizbölgede Askeri Tatbikat yapan Yunanistan ve Fransa, Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi ile uluslararası hukuku ihlal ederek haydutluk yaptı.

TÜRK KITA SAHANLIĞI’NDA, DİĞER DEVLETLER ASKERİ TATBİKAT VE ATIŞ YAPAMAZ !…

     1958 Açık Deniz Sözleşmesi’ne görekarasularının ötesindeki deniz alanı Açık Deniz olarak tanımlandı. Açık Deniz’de sahildar olan veya olmayan bütün devletlerin balık avlama serbestisi, sualtı kablo ve boru hattı döşeme serbestisi ile seyir, uçuş serbestisi ve askeri tatbikat yapma serbestisi vardı. Doğu Akdeniz’deki Sahildar Devletlerin 1958 yılındaki karasuları 6-12 mil arasında değiştiği için deniz alanlarının büyük çoğunluğu Açık Deniz Statüsündeydi. Sahildar olan veya olmayan bütün devletler açık deniz statüsündeki alanlarda askeri tatbikat ve atış yapabiliyordu.

     Ancak, 1982 Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi ile tanımlar değişti veMünhasır Ekonomik Bölgenin (MEB) ötesindeki yani 200 milin ötesindeki deniz alanları Açık Deniz olarak tanımlandı.Sahildar Devletlerin karşılıklı olarak 200 millik MEB’leri nedeniyle Doğu Akdeniz’de Açık Deniz Alanı kalmadı. Sözleşmeye göre sahildar devletin kıta sahanlığı ve münhasır ekonomik bölgesinde, diğer devletlerinseyir ve uçuş serbestisiile sualtı kablo ve boru hattı döşeme serbestisi vardır. Ancak, sahildar devletin kıta sahanlığı ve münhasır ekonomik bölgesinde diğer devletlerin askeri tatbikat yapmave atış serbestisini öngören  sözleşme kuralı yoktur.

Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi (BMDHS) hükümleri, Sahildar Devletin Münhasır Ekonomik Bölge ve Kıta Sahanlığı’nda,diğer devletlerinAskeri Tatbikat ya da Manevra yapmasına,silah veya patlayıcı madde kullanmasına  izin vermiyor.

BM Deniz Hukuku Sözleşmesi’ne taraf olan Brezilya ve Uruguay 1982’de, Hindistan 1995’te, Malezya 1996’da, Pakistan 1997’de, Bangladeş 2001’de,askeri tatbikat ve atış konusuna açıklık getirmek için Birleşmiş Milletler’e bildirimde bulundular. Anılan devletlerin bildirimi ileBMDHShükümlerinin, Münhasır Ekonomik Bölge ve Kıta Sahanlığı’nda, Sahildar Devletin izni olmadan, diğer devletlerin Askeri Tatbikat, Manevra ve Atış yapmasına izin vermediği”kayıt altına alındı.Bildirimler,BM Deniz Hukuku Bültenleri’nde yayınlandı. Bildirimi iç hukuklarına dahil eden 6 devlet, kendi Münhasır Ekonomik Bölge ve Kıta Sahanlığı’nda, diğer devletlerin Askeri Tatbikat, Manevra ve Atış yapmasına izin vermiyor.

     Verilen somut örneklerden anlaşılacağı üzere 13 Ağustos 2020’de,Türk Kıta Sahanlığı’nda Askeri Tatbikat yapan Yunanistan veFransa, BM Deniz Hukuku Sözleşmesi ile uluslararası hukuku ve Türkiye’nin egemenlik haklarınıihlal ederek haydutluk yapmıştır.Malezya bile MEB ve Kıta Sahanlığı’nda, diğer devletlerin askeri tatbikat yapmasına izin vermezken,Yunanistan ve Fransa’nın, TürkKıta Sahanlığı’nda askeri tatbikat yapmasına seyirci kalınması kabul edilemez.

Türkiye, BM Deniz Hukuku Sözleşmesi’ne taraf değildir ancak egemenlik haklarına sahip çıkmalıdır. Sözleşmeye taraf olan ve sözleşme hükümlerinde izin verilmediği haldeTürk Kıta Sahanlığı’ndaaskeri tatbikat yapanYunanistan ve Fransa’ya nota verilmelidir. Bundan sonra, Doğu Akdeniz Türk Kıta Sahanlığı’nda diğer devletlerin askeri tatbikat ve atış yapmasına asla müsaade edilmemelidir.

Azim ve Karar, 18 Ağustos 2020

By admin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir